9 Nisan 2013 Salı

En kısa mektup


En kısa mektubun Victor Hugo'ya ait olduğu rivayet edilir. Anlatılana göre Sefiller isimli romanın yayın başarısını sormak için yayıncısına yalnızca ''?'' yazar Hugo. Yayıncının yanıtı da çok kısadır :''!''
***
Heinrich von Kleist'in mektubu bu kadar kısa değil elbette.
http://www.kleist.org/uebersetz/aufsatz_tuerk.pdf
Adresinde meşhur mektubunun Türkçe çevirisi de bulunmakta;
Mutluluk Üzerine Bir Mektup.

Ne yazık ki pek de mutlu bir hayatı olmamış yazarın.

İçimdeki her şey karmakarışık
Tezgahtaki kıtık iplikleri gibi

diye yazar gençken....

Yalnızca kendi yurdumda mutlu olabilirim
Çünkü yalnızca orada doğal olabilirim
diye yazar başka bir yazısında.

Melankoli...Hep ölümden kaçmak, o düşünceden uzaklaşmaya çalışmak, anlamsız olduğunu hissettiğin bir yaşama katlanmaya gerek var mı?
Varlığın özündeki saçmalığı keşfeden her düşünürün denediği şeyleri düşünür o da.
Mutluluğun formulü gibi.
Hayata bir anlam kazandırmaya çalışır, adalet üstünde durur, erdem üstüne yazar...Ama olmaz...

O tutku onu çağırmaktadır yine , ölüm tutkusu...

İnsan gücünün başarabileceği en yüksek şeyi başardım ben.
İmkansızı denedim.
Her şeyimi şansa bıraktık !
Sonucu belirleyen zar,duruyor,duruyor.
Anlamalıyım bunu-ve kaybettiğimi...

ya da...

Her darbeye katlanmamalı insan.
Tanrı kimi yakalamışsa,derim ki, O batmalı.


Yazar , bir göl kıyısında dostu, kendisi gibi hayata küsmüş Henrietti Vogel ile birlikte ölmeyi kabul eder. Eskiden beri bilinen bir numaraya başvurur, ilk kurşunu Vogel'e sıkar. İkincisini kendisine.
Alman edebiyatının en büyük trajedi şairi öldüğünde henüz 33 yaşındadır.


----------------------------------------------------


Michael Kohlhaas onun en ünlü eserlerinden. Bir uzun öykü.
Gerçek bir olaydan, 16.yüzyılın hemen başında meydana gelen bir olaydan ilham alır.
Michael Kohlhaas bir katır tüccarıdır.Bir gün bir soylu , iki katırına el koyar.Ve üstüne bir de aşağılanır, dayak yer.
Michael Kohlhaas, mahkemeye başvurur. Ancak mahkemede haksız bulunur, hatta neredeyse suçlu ilan edilir.
Michael Kohlhaas, bunun üzerine soylulara ve onların adaletine bireysel bir savaş başlatır.
Savaşın tezi şudur ; insanlar bazı özgürlüklerinden feragat edip toplum sözleşmesini imzaladılar.Toplumun bir arada olabilmesi için gerekliydi bu.Bunun için yani toplumsal hayat için vergi vermeyi de kabul ettiler.Sizse adaleti , soyluları koruyan bir düzen olarak işlettiniz ve toplum sözleşmesini ihlal ettiniz. Bu sözleşme benim için artık geçerli değildir. Bu sözleşme için verdiğim sözlerden cayıyorum ve size savaş ilan ediyorum.

Basit bir intikam duygusu değildir bu. Yani bir anlık öfke. Michael Kohlhaas mahkemenin bu adaletsizliğini öylesine önemli sayar ki, Rousseau2nun teorisyenliğini yaptığı ve devletin kökenini bağladığı toplum sözleşmesinin ihlal edildiğini savunmaktadır.

Ve bireysel savaşı Sakson kuvvetlerine ard arda darbe vurur küçük ordusuyla. Ancak sonuçta yakalanır. Yargılanır, mahkemede kendini savunmaz, yalnızca ''hakkımı geri verin''der.
İki katırın parası kendisine verilir ve asılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder